Türkçülüğün Esasları
Türk Milliyetçiliği'ni "Türkçülüğün Esasları" başlığı altında sistem
haline getiren Ziya Gökalp, Türkçülüğün babalan olarak Ahmed Vefik Paşa
ve Süleyman Paşa'yı gösterir.
Rusya'da ise iki büyük Türkçü vardı. Birisi Mirza Fethali Ahundof, diğeri Gaspıralı İsmail.
Gökalp'in Atatürk hakkındaki fikri ise şöyledir:
"Evvelce, Türkiye'de Türk milletinin hiçbir mevkii yoktu. Bugün, her
hak Türk'ündür. Bu topraktaki hakimiyet Türk hakimiyetidir. Siyasette,
kültürde, iktisatta hep Türk Halkı hakimdir. Bu kadar kat'i ve büyük
inkilabı yapan zat, Türkçülüğün en büyük adamıdır. Çünkü düşünmek ve
söylemek kolaydır. Fakat, yapmak ve bilhassa muvaffakiyetle
neticelendirmek çok güçtür."
Gökalp, "Millet ne ırki, ne kavmi, ne coğrafi, ne siyasi, ne de iradi
bir zümredir. Millet, lisanca, ahlakça, edebiyatça, müşterek olan, yani
aynı terbiyeyi almış fertlerden mürekkep bulunan bir zümredir "der.
Irk Meselesi
Gökalp'in, "Atlarda şecere aramak lazımdır. Ancak, insanlarda ırkın
sosyal hasletlere tesiri olmadığı gibi, şecere aramak doğru değildir.
Bunun aksi bir yol tutarsak, memleketimizdeki münevverlerin ve
mücahitlerin birçoğunu feda etmek gerekir. Bu mümkün olmadığına göre,
Türk'üm diyen her ferdi Türk tanımaktan, yalnız Türklüğe hıyaneti
görülenler varsa, cezalandırmaktan başka çare yoktur" görüşü, Atatürk
tarafından, "Ne mutlu Türk'üm diyene" şeklinde ifade edilmiştir.
İşte Gökalp'in kurduğu sisteme göre Türçülüğün esasları:
* Türk'ün yalnız bir lisanı, bir tek kültürü vardır.
Kültürde birleşmeleri kolay olan Türkler: Oğuz Türkleri, yani Türkiye,
Azerbaycan, İran, Harezm Türkmenleri'dir. Türkçülükteki yakın ülkümüz
Oğuz Birliği, yahut Türkmen Birliği olmaldır. (1924 için)
* Türkçülüğün sonraki ülküsü ise Turan'dır. Turan kelimesini Türkler'den
başka Moğollar'ı, Tengizler'i, Finler'i , Macarlar'ı da kapsayan bir
kelime olarak almamak gerekir.
* Turan, Türkçe konuşan Yakut, Kırgız, Özbek, Kazak, Kıpçak (Tatar),
Oğuz gibi Türk şubelerini kapsayan Büyük Türkistan'dır. Bütün Oğuzlar
"Türk" adı ile birleşebilir. Yalnız, Kazaklar aynı kültürler vücuda
getirirlerse, o zaman müşterek unvan ihtiyacı olacak, işte bu müşterek
unvan Turan kelimesidir.
* Türkçülerin ülküsü Turan adı altında Oğuzlar'ı, Tatarlar'ı,
Kırgızlar'ı, Özbekler'i, Yakutlar'ı, Kazaklar'ı lisanda, edebiyatta,
kültürde birleştirmektir.
* Dün Türkler için bir milli devlet hayaldi, gerçek oldu. Turan da bir
ülküdür. Gerçekleşecektir. Ancak, şimdilik yürürlük sahasında sadece
Türkiyecilik vardır. (Cumhuriyet'in ilk yılları için) Kızıl Elma, yani
Turan mazide gerçekleşmiştir. Hunlar, Gök Türkler, Oğuzlar, Kırgızlar,
Kazaklar, Kor Han, Cengiz Han, Timurlenk, Turan ülküsünü
gerçekleştirmedi mi? Turan, bütün Türk ilkelerinin toplamı olan bir Türk
camiasından ibarettir. Osmanlı'da ise son dönemlerde idare edenler
kozmopolit Osmanlı sınıfını, idare edilenler ise Türk sınıfını
oluşturdu. Türk'e "Eşek Türk" denilirdi. Türkler arasında mezhep
ayrılığının ortaya çıkması bile bu yüzdendir. Çünkü, Türklerin uğradığı
eziyet, halk şeyhleri tarafından Ehl-i Beyt'in uğradığı eziyete
benzetiliyordu.
* Sünni kalan Türkler de Osmanlı Kültürüne lakayıt kaldılar. Halk
şairleri, halkın hediyeleri ile saray şairleri, sarayın "caize"si ile
geçinirdi.
* Eski Türklerde "İl" demek "barış" demekti. "İlhan" ise "barış hakanı"
demekti. Türk ilhanları kendilerini beynelmilel barışı sağlayan kimseler
olarak görürlerdi Atilla'nın unvanı da Tanrı kut idi. Ancak Avrupalılar
bu unvanı "Tanrı'nın Belası" diye tercüme ederek günah işlemişlerdir.
Attila, mağlup milletler ne zaman barış istese kabul eden bir ilhan idi.
www.ulkuocaklari.org.tr' dan alıntıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder